Herkese merhaba…
Yine bir kitap ile döndüm 🙂
Sevdiğim beyinde elinde uzun zamandır dolaşan bu kitabı sonunda ben de okudum 🙂 Tabi ki bir baş yapıt okuduğum için ne yazabilirim ki… Ama şunları söylemeden geçemeyeceğim. Ah Romeo ya seninde Rosaline’e olan aşkın ne çabuk geçti bee dedim içimden yani. Aynı kilise de ki rahip gibi düşündüm ahah. Ama sonra şunu fark ettim Rosaline olan aşkı karşılıksızdı fakat Juliet ile yaşadığı aşk karşılıklı olduğundan onun için daha özel olmuş ki onun için hayatından vazgeçti. Saygımız var.
Bu arada Juliet’in babasına evlenmek istemediğini söylediğinde Capulet efendi nasıl bozdu kendini yaa dedim… Her ne kadar bir beyefendi olsanız da olaylar istekleriniz dışında gerçekleşince kendinizden geçebiliyorsunuz. Fakat bunu savunmuyorum. İnsan kızına böyle mi der EY Capulet bey.
Ayrıca Capulet ve Montague arasında ki savaşın bitmesi de bu iki aşığın ölmesi ile başladı. Ah be değdi mi 😦
Bu arada bu yazıyı yazarken 2013 yılında çekilmiş filmine göz attım. Bir de ne göreyim Ed Westwick de oynamış ❤ Onu bir ara Ezra Miller’a benzetmem kkk Ama şimdi yüz hatları benziyor. Hele bu filmde oyunculara bakma gereği duydum 🙂
İyi günler diliyorum 🙂
ImagIneer 